Xbox'ı kasıp kavuran, eleştirmenler tarafından bir sürü ödüle layık görülen, dehşet olmakla birlikte güzel olabilme kapasitesine sahip, hatta ve hatta bazılarına Xbox aldırtan (bu biraz abartılı oldu galiba) güzide oyun Fable: The Lost Chapters, sonunda PC'lerimize de konuk oldu ve böylesine önemli bir oyunu siz okuyuculara tanıtmakta bana düştü. Evet, dediğim gibi oyunumuz bundan yaklaşık altı ay önce Xbox'a çıktı. Yukarıdaki abartılarımı bir kenara itersek Fable, piyasaya çıktığı dönem gerçektende RPG severler tarafından beğenildi ve oynandı. Aynı zamanda ufak tefek eksileri yüzünden eleştirildi de. Kısa sürmesi konusunda, giysi çeşitliliğinin az olması ve fps sorunları konusunda bir sürü şey yazılıp çizildi. Daha sonra PC'ye de çıkacağı haberi duyurulunca, biz oyun severler eski versiyonunda bulunan olumsuzlukların giderilmesi umuduyla (her konsol çevrisinde olduğu gibi) beklemeye başladık. Sonunda beklenen gün geldi ve Fable, yeni ismiyle Fable: The Lost Chapters Eylül 2005 itibariyle monitörlerimizle buluştu.
Role Playing oyunları her zaman benim favorim olmuştur. Genelde bilgisayarımın başına oturduğum zaman, masaüstünde güzel bir RPG oyununun ikonunu görmek isterim. Ama ne yazık ki bu türden oyunlar ya hep PC'ye geç çıkar, ya da çok seyrek. Xbox olsun, PS2 olsun RPG türündeki oyunların çeşitliliği bakımından PC'den öndeler. Ama bilgisayarda da tabii ki konsolları kıskandıracak kadar güzel yapımlar oldu. Ne de olsa bizim mouse'umuz var. Bunlara örnek olarak Elder Scrolls serisi gösterilebilir. Bilgisayara bu tür oyunların seyrek çıkması, oyuncuların yeni yapımlardan beklentilerinin de çok olmasına sebep oluyor. Ama çok şükür Fable: The Lost Chapters beklentilerimizi aşan, harika bir oyun olarak karşımıza çıktı. Bence Fable'nin güzel bir oyun olacağı Xbox versiyonundan önce de belliydi. Çünkü Fable, oyun üstadı olan Peter Molyneux tarafından yapıldı. Kendisini Black & White ve şu an yapım aşamasında olan The Movies'den hatırlayabiliriz. Yani, oyunumuz emin eller tarafından yapıldı. Bu yüzden başarılı olması kaçınılmazdı. Şimdi giriş kısmını daha fazla uzatmadan bu rüya yapımın konusuna geçelim.